GÜNEŞİN VE AYIN YÖRÜNGESİ
GÜNEŞİN VE AYIN YÖRÜNGESİ
ateist, deistlerin yerinde olsam özellikle bu üç ayetten uzak dururdum ve bahsini bile açmazdım.zira bu üç ayet tam tersine kozmoloji bilgimizin çok düşük bir seviyede olduğu altıncı asırda günümüz modern bilimine uyan bilgiler içeriyor.
bu iddianın asıl çıkış noktası olan yasin 40 ayetinin son cümlesine bakalım. ayetin tam karşılığı şöyle "hepsi/her biri bir yörüngede yüzmektedir"
"bir" kısmını büyük yazdım çünkü asıl sorun ordan çıkıyor. burdaki "bir" acaba ateistlerin iddia ettiği gibi "tek, yegane" anlamında mı kullanılmış yoksa "herhangi bi yol" anlamında mı?
benzer türkçe bi cümle kuralım;
1)diyelim ki bir arkadaşımız "herkes nereye gitti" şeklinde soruyor olsun. biz de "her biri bir yere gitti" diye cevap verelim
türkçe mantığıyla bakın biz bu cümleden hepsinin "aynı yere" gittiğini mi yoksa herkesin belirsiz farklı yerlere gittiğini mi kastetmiş oluruz?
türkçede bu "bir" sözcüğünü çoğu defa hatta her zaman ikinci anlamda kullanırız değil mi? eğer tek bir noktaya gittiklerini söylemek istesek açıkça "hepsi aynı yere gitti" deriz.
o zaman bu ayetten de hepsinin tek yörüngede değil hepsinin belirsiz/farklı yörüngelerde yüzdüğü anlamı rahatça çıkarılabilir.
bize yardımcı olan bir diğer nokta da şu;
2)arapça'da özellikle belirli, bariz bir nesneyi veya tek olan bir şeyi ifade ederken ingilizcedeki "the" gibi "el" takısı kullanılır.
eğer ateistlerin iddia ettiği gibi hepsinin özellikle tek yörüngede hareket ettiğini demiş olsaydı o ayette yörünge yani "felek" sözcüğünden önce el takısı olması lazımdı.
ama ayetin son cümlesi şu şekilde; "ve kullun fî felekin yesbehûn(yesbehûne)"
gördüğünüz gibi "felekin" sözcüğünden önce özellikle bir ve tek olan yörüngeyi belirten el takısı yok.
3)ayrıca yasin 38 ayetinin ilk cümlesine bakalım;
ayette "güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir" deniliyor yani açıkça "kendinin" anlamına gelen "lehâ" sözcüğü kullanılmış ayette.
burdan da güneşin kendi ayın kendi yörüngesi olmak üzere farklı yörüngeleri olduğu anlaşılır.
ki günümüz kozmolojisi de hem güneşin, hem ayın hem de gezegenlerin spiral kendine has belli hızlarda yörüngeleri olduğunu söylüyor.
bu kısım anlaşıldı ise ayette geçen diğer bilimsel kısımlara bakalım;
dikkat ederseniz yasin 38 ayeti güneşin hareketli olduğunu ve açıkça akıp gittiğini söylüyor. tabi bizim yerli ateistler her zamanki gibi "madem kur'an'da bu bilgi geçiyor o zaman neden müslümanlar bunu kesfetmedi" diyecekler:)
ama ateist arkadaşlara kötü bi haberim var; güneşin de diğer gezegenler gibi kendi yörüngesi olduğunu ve kendince bir hareketi olduğunu ilk keşfeden kişi 9.yy'da yaşayan müslüman astronom fergani.
bu ayetlerdeki bir diğer bilimsel işarete geçelim; dikkat ederseniz yasin 39 ayetinde ayın "konak yerleri" olduğunu ve hareketinin "kuru hurma dalına" benzediği geçiyor.
peki bunun bilimsel tarafı nedir? öncelikle ilkokul kozmoloji bilgisinden bildiğimiz kadarıyla genelde ayı dünyanın etrafında eliptik bir yörüngede dönen bir cisim olarak çizeriz
oysa dünya ayın yörünge merkezi değil, ikisinin etrafından döndüğü hayali bir merkez vardır. cisimlerin yörünge aldıkları bu ortak merkezlere barimerkez denir. yani şöyle düşünün ortada bir nokta var, atıyorum bir topaç o noktanın etrafında 10 cm çaplı bir yörünge çizerken başka topaç o noktaya 50 cm çaplı bir yörünge çiziyor.
ama dünya ve ay bu eliptik hareketi yaparken kütle çekimden o yörüngeyi çizerken yalpalamalar olur. (aynı şey güneş ve diğer gezegenler için de geçerli.)
yani örneğin ay etkiden dolayı bazen aşağı bazen yukarı giderken o eliptik yörüngeyi düz çizgi şeklinde değil de "s" harfi şeklinde çizer
işte ayın bu "s" şeklinde ilerleyen eliptik yörüngesi kurumuş hurma ağacının aynısı. hurma ağacı da düz bir çizgi gibi değil girintili çıkıntılı "s" şeklinde uzar.
https://www.google.com/amp/s/evrimagaci.org/dunya-gibi-gok-cisimleri-yorungeleri-boyunca-durmaksizin-yalpalar-3086/amphttps://www.google.com/amp/s/evrimagaci.org/dunya-gibi-gok-cisimleri-yorungeleri-boyunca-durmaksizin-yalpalar-3086/amp
iddia: yasin 40 ayetinde "gece gündüzün önüne geçemez
deniliyor". kuran'ı yazan kişi belliki geceyi ve gündüzü birbirini
kovalayan iki cisim sanıyor oysa bu kozmoloji bilgisi ile tamamen çelişiyor.
önce ilgili ayetlere bakalım;
güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen allah’ın takdiridir. (yasin 38)
ayın dolaşımı için de konak yerleri belirledik. nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. (yasin 39)
ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. her biri bir yörüngede yüzmektedir. (yasin 40)
önce ilgili ayetlere bakalım;
güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen allah’ın takdiridir. (yasin 38)
ayın dolaşımı için de konak yerleri belirledik. nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. (yasin 39)
ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. her biri bir yörüngede yüzmektedir. (yasin 40)
ateist, deistlerin yerinde olsam özellikle bu üç ayetten uzak dururdum ve bahsini bile açmazdım.zira bu üç ayet tam tersine kozmoloji bilgimizin çok düşük bir seviyede olduğu altıncı asırda günümüz modern bilimine uyan bilgiler içeriyor.
bu iddianın asıl çıkış noktası olan yasin 40 ayetinin son cümlesine bakalım. ayetin tam karşılığı şöyle "hepsi/her biri bir yörüngede yüzmektedir"
"bir" kısmını büyük yazdım çünkü asıl sorun ordan çıkıyor. burdaki "bir" acaba ateistlerin iddia ettiği gibi "tek, yegane" anlamında mı kullanılmış yoksa "herhangi bi yol" anlamında mı?
benzer türkçe bi cümle kuralım;
1)diyelim ki bir arkadaşımız "herkes nereye gitti" şeklinde soruyor olsun. biz de "her biri bir yere gitti" diye cevap verelim
türkçe mantığıyla bakın biz bu cümleden hepsinin "aynı yere" gittiğini mi yoksa herkesin belirsiz farklı yerlere gittiğini mi kastetmiş oluruz?
türkçede bu "bir" sözcüğünü çoğu defa hatta her zaman ikinci anlamda kullanırız değil mi? eğer tek bir noktaya gittiklerini söylemek istesek açıkça "hepsi aynı yere gitti" deriz.
o zaman bu ayetten de hepsinin tek yörüngede değil hepsinin belirsiz/farklı yörüngelerde yüzdüğü anlamı rahatça çıkarılabilir.
bize yardımcı olan bir diğer nokta da şu;
2)arapça'da özellikle belirli, bariz bir nesneyi veya tek olan bir şeyi ifade ederken ingilizcedeki "the" gibi "el" takısı kullanılır.
eğer ateistlerin iddia ettiği gibi hepsinin özellikle tek yörüngede hareket ettiğini demiş olsaydı o ayette yörünge yani "felek" sözcüğünden önce el takısı olması lazımdı.
ama ayetin son cümlesi şu şekilde; "ve kullun fî felekin yesbehûn(yesbehûne)"
gördüğünüz gibi "felekin" sözcüğünden önce özellikle bir ve tek olan yörüngeyi belirten el takısı yok.
3)ayrıca yasin 38 ayetinin ilk cümlesine bakalım;
ayette "güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir" deniliyor yani açıkça "kendinin" anlamına gelen "lehâ" sözcüğü kullanılmış ayette.
burdan da güneşin kendi ayın kendi yörüngesi olmak üzere farklı yörüngeleri olduğu anlaşılır.
ki günümüz kozmolojisi de hem güneşin, hem ayın hem de gezegenlerin spiral kendine has belli hızlarda yörüngeleri olduğunu söylüyor.
bu kısım anlaşıldı ise ayette geçen diğer bilimsel kısımlara bakalım;
dikkat ederseniz yasin 38 ayeti güneşin hareketli olduğunu ve açıkça akıp gittiğini söylüyor. tabi bizim yerli ateistler her zamanki gibi "madem kur'an'da bu bilgi geçiyor o zaman neden müslümanlar bunu kesfetmedi" diyecekler:)
ama ateist arkadaşlara kötü bi haberim var; güneşin de diğer gezegenler gibi kendi yörüngesi olduğunu ve kendince bir hareketi olduğunu ilk keşfeden kişi 9.yy'da yaşayan müslüman astronom fergani.
bu ayetlerdeki bir diğer bilimsel işarete geçelim; dikkat ederseniz yasin 39 ayetinde ayın "konak yerleri" olduğunu ve hareketinin "kuru hurma dalına" benzediği geçiyor.
peki bunun bilimsel tarafı nedir? öncelikle ilkokul kozmoloji bilgisinden bildiğimiz kadarıyla genelde ayı dünyanın etrafında eliptik bir yörüngede dönen bir cisim olarak çizeriz
oysa dünya ayın yörünge merkezi değil, ikisinin etrafından döndüğü hayali bir merkez vardır. cisimlerin yörünge aldıkları bu ortak merkezlere barimerkez denir. yani şöyle düşünün ortada bir nokta var, atıyorum bir topaç o noktanın etrafında 10 cm çaplı bir yörünge çizerken başka topaç o noktaya 50 cm çaplı bir yörünge çiziyor.
ama dünya ve ay bu eliptik hareketi yaparken kütle çekimden o yörüngeyi çizerken yalpalamalar olur. (aynı şey güneş ve diğer gezegenler için de geçerli.)
yani örneğin ay etkiden dolayı bazen aşağı bazen yukarı giderken o eliptik yörüngeyi düz çizgi şeklinde değil de "s" harfi şeklinde çizer
işte ayın bu "s" şeklinde ilerleyen eliptik yörüngesi kurumuş hurma ağacının aynısı. hurma ağacı da düz bir çizgi gibi değil girintili çıkıntılı "s" şeklinde uzar.
kaynaklar;
http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/gunes-hareket-ediyor-mu
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Fergânî
https://www.quora.com/How-would-I-chart-the-path-of-the-moon-around-the-sun
http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/gunes-hareket-ediyor-mu
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Fergânî
https://www.quora.com/How-would-I-chart-the-path-of-the-moon-around-the-sun
https://www.google.com/amp/s/evrimagaci.org/dunya-gibi-gok-cisimleri-yorungeleri-boyunca-durmaksizin-yalpalar-3086/amp
İslamiyete göre güneş ay ve yıldızlar dünya atmosferindeki kandillerdir o yüzden güneş ve ayın yörüngesinden bahseder ama dünyanın yörüngesinden bahsetmez çünkü islamiyete göre dünya düzdür ve evrenin merkezidir ay ve güneşte dünyanın etrafında dönmektedir(ehli sünnet alimler bunda uzlaşmıştır) zaten muhammed kıyamet gününde yıldızlar dünyaya dökülecek demiştir şimdi muhammed yıldızların dünyadan milyonlarca kat büyük olduğunu bilse bunu dermiydi ama o yıldızları gökte asılı duran kandil olarak gördüğü için böyle şeyler söyleyebildi
YanıtlaSilyıldızlar dünyaya dökülecek falan demez sadece yıldızlar döküldüğunde ve kıyamette yıldızların parcalanacagi söylenir hiç bir yerde yıldızlar yer yüzüne düşecek demez atehöst kardeş
Sil