CİNSİYET BELİRLEME VE YAPAY YAĞMUR

CİNSİYET BELİRLEME VE YAPAY YAĞMUR

iddia 1: Tıpta PGT yöntemi ile doğacak çocuğun cinsiyeti belirlenebiliyor. Peki bu Şûra 49 ayeti ile çelişmiyor mu?

iddia 2: Nur 43 ayetinde Allah'ın yağmuru dilediğine verdiği geçer. Oysa şuan yapay bulut ile istediğimiz yere yağmur yağdırabiliriz.


Önce ilgili ayetlere bakalım👇

“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. (Şûra 49)

...Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir...(nur 43)

Öncelikle birkaç not düşeyim;

Bazı bilgisiz ateistlerin "Nasa'nın bulut makinası" diye sosyal medyada paylaştığı video, yapay bulut üretimine değil Uzay Fırlatma Sistemi için yapılan bir motor testine ait.


Bunun dışında, gümüş iyodür parçacıkları rüzgar ile atmosfere taşınarak ve daha sonra kristallere dönüştürülerek yapay yağış üretilebilir. Buna bulut tohumlama denir.

Ayrıca PGT yönteminde net olarak cinsiyet belirlenemiyor. %2 ile %7 arasında yanlış sonuç olasılığı var. Ve PGT, Türkiye'de yasak.

Konuya gelirsek baştan şunu diyeyim; evren yasaları dahilinde insanların kısmen bir şeylere müdahele etmesi Allah'ın o şeyi dilemediği anlamına gelmiyor.

Bunu bir analoji kurarak anlatayım; örneğin A kişisi bir şirketin sahibi olsun B kişisi de o şirkette işçi alımı ilgilenen bir çalışan olsun.

Kimin şirkette işe girip girmeyeceğine B kişisi karar verebilse de şirketin sahibi A olduğu için A kişisi " dilediğimi alır diledigimi kovarım" cümlesini kurabilir.

Bunu B çalışanın da yapabilmesi A kişisinin bu cümleyi kurmasına engel değil.

Hatta olayı bi tık zorlaştıralım insanın da (haşa) Allah gibi bir şeyler yaratma özelliği olsun. Yani örnekteki B kişisi A'nın şirket ortağı olsun.


Bu durum yine A kişisinin "istediğimi işe alır istediğimi kovarım" cümlesini kurmasına engel değil.
Evet bu sefer güçler eşit ve aynısını B de yapar, hatta sürekli zıt şeyler yapsalar bile yani mesela A kişisinin işe aldığını B kişisi kovuyor olsun, B kişisinin işe aldığını A kovuyor olsun.

Belki bu durum "kov-işe al" kısır döngüsüne girecek ama yine de A kişisi istediğini yapabiliyor.

Kısacası bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi veya birilerinin yapay bulut ile yağmur yağdırması bu ayetler ile çelişmez.

Ayrıca biraz daha geniş bir ölçekte bakarsak; bize "dilemek" hakkını yani irade özgürlüğünü veren Allah olduğu için bu ayet yine aslında doğru bir noktaya gidiyor.

Sonuçta eğer A kişisi B kişisini o göreve getirmeseydi, B kişisi "istediğimi işe alır istediğimi kovarım" diyemeyecekti

Yani kısacası "Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz." (Tekvir 29)


İlk kısmı anladıysak şimdi asıl meseleye gelelim; bu ayetler ne anlatıyor?Aslında ne şura 49 ayetinde konu cinsiyettir ne de nur 43 ayetinde konu yağmurdur.

Normalde bir çok ayette "dilediğine bunu verir dilediğine şunu verir" kalıbı kullanır. Ve biz parmağın gösterdiği yere odaklanmak yerine parmağa takılıyoruz (kediler gibi) Oysa bu tür ayetlerde asıl anlatılmak istenen "her şeyin Allah'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiği ve Allah'ın her şeye gücü yettiği" dir.

Örneğin şura 49 için bi sonraki ayet yani şura 50 ayetinin son kısmına bakalım;

Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.” (Şûrâ 50)

Ve Nur 43-45 arasında bazı olaylar anlatıldıktan sonra ayetin son kısmı;

....Allah, dilediğini yaratır. Çünkü Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (Nur 45)

Her iki ayetten sonra asıl verilmek istenen mesaj aynı yani Allah'ın her şeye gücü yettiği!

Ayrıca bu tür ayetlerde asıl konunun ne olduğunu farketmemize vesile olan güzel bir peygamber kıssası var Kur'an'da; hz.ibrahim ve firavun arasında geçen konuşma!


Hani İbrahim, “Benim Rabbim diriltir, öldürür.” demiş; o da, “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara 258)

Olayı bilenleriniz vardır, firavun ben de diriltir ve öldürürüm dedikten sonra adamlarından birini öldürüyor ve hapisteki bir mahkumu da serbest bırakıp "bak ben de birini öldürüp ve dirilttim" diyor.

Firavun asıl verilmek istenen mesajı anlamamış ve bildiğin günümüz ateistleri gibi bir cevap vermişti. Hz.İbrahim ise firavuna "hayır yanlış örnek verdin benim Rabbim hiç yoktan diriltiyor, mahkumu serbest bırakmak diriltmek değildir" diyebilirdi

Ama demiyor çünkü Ibrahim'in değinmek istediği öldürme ve diriltme meselesi değildi. O yüzden o konu üzerinden durmak yerine başka bir örnek verdi.

Ibrahim "Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” dedi. Bu sefer firavun çaresiz kaldı. Hz.ibrahim asıl anlatmak istediği kısma gelmişti. Kısacası "bazı şeyleri yapabilsen de benim Rabbim her şeyi ama her şeyi yaratandır" diyordu.


Yani aslında bir gün ölüleri diriltebilecek seviyeye bile gelsek hatta daha ütopik bir şey diyeyim; güneşi batıdan doğurabilecek seviyeye bile gelsek bu ayetlerin yanlış olduğu anlamına gelmez.

Çünkü ayetler güneşin nerden doğup nerden battığını değil asıl dileyenin her zaman Allah olduğunu ve mutlak gücün tek sahibi olduğunu anlatıyor.

Ayrıca örneğin fatır 11 ayetinde

"Onun bilgisi dışında hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur." denilir. Kimse nedense bu ayette hamilelik ve doğurganlık olayına takılmıyor.

Mesela ateist biri çıkıp da "ben istediğim zaman hamile kalır ve doğururum o yüzden ayet yanlış" demiyor.

Veya "O dilediğini kısır kılar"(şura 50) kısmına bakıp "ee biz de birini kısırlaştırabiliriz" demiyor

Çünkü kendisi de asıl anlatılmak isteninin bu olmadığını biliyor. Ama nedense olay bilimsel bir şeye gelince hemen parmağa takılıyoruz.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar