MEKKE'DE SABIR MEDİNE'DE SALDIR

MEKKE'DE SABIR MEDİNE'DE SALDIR


iddia: mekke ayetleri genelde hoşgörü ve sabırdan bahsederken medine ayetleri ise sertlikten, savaşmaktan bahsediyor. bu muhammed'in mekke döneminde henüz güçsüzken, medine'ye geçtikten sonra, giderek güçlenmiş olmasından doğmuştur

islam'ın mekke döneminde çok büyük acılar yaşandı, fazlaca müslüman kanı döküldü. iman ettiğini söyleyen köleler efendileri tarafından türlü türlü işkencelere maruz kaldı.

hatta ömrünün sonuna kadar sırtındaki kırbaç izleri ile yaşayan sahabeler vardı. müslüman oldu diye ailesi tarafından reddedilen veya evde aç, susuz hapsedilenler oldu.müslümanlar hz.ömer islamiyete geçene kadar da gizli gizli ibadet ediyor ve saklanıyorlardı! evet bu dönemde ayetler daha çok iman, tevhid ve sabır konularını içerir.

medine ayetleri daha çok ceza kanunları, cihad ve ibadetleri içerir ama "güçlü" olduğumuz kısmı uydurma!örneğin en basitinden mekkeli müşrikler ile yapılan 3 büyük savaştaki asker sayılarına bakalım;

bedir savaşı;
müslüman:350 müşrik:1100
uhud savaşı;
müslüman:750 müşrik3:200
hendek savaşı;
müslüman:3 bin müşrik:10 bin

gördüğünüz gibi cihad ayetleri inip savaşma emri verilince de müslümanlar güçsüzdü ve sayıca her seferinde müşriklerin üçte biriydi.ki savaş teklifini yapan da veya buna zorlayanlar da her seferinde müşrikler olmuştur.



örneğin müşriklerin, hicret eden müslümanların mallarını yağmalaması üzerine bedir savaşı başlamıştır.daha sonra bedirde kaybeden müşriklerin lideri intikam için uhud'da savaş teklifi yapması üzerine uhud savaşı gerçekleşmiştir.

hendek savaşı ise müslümanlar için tam bir savunma savaşı. müslümanlar bulundukları medine şehrinin etrafına hendekler kazıp düşmanı beklemişlerdir.

not: cihad kelime anlamı olarak "çabalamak, gayret etmek" anlamlarına gelip her türlü islami faaliyet için kullanılabilir. bu paylaşımda da savaş anlamında kullanılmıştır.

ayrıca diyelim ki cidden rakipten daha güçlü olduktan sonra savaşmış olsalardı bile bunda kötü niyet aranmaz.çünkü tarih boyunca her zaman savaş taktiği bu olmuştur; güçsüzken geri çekil savunmaya geç, güçlenince saldır

henüz 10-15 kişi iken bütün mekke müşriklerine kılıç çekip savaşmalarını beklemek mantıklı olmaz. ki türlü türlü işkencelere rağmen onlara boyun eğmemeleri bile tarihte görülmemiş büyük bir direniş ve iman örneğidir!

hatta müslümanlar güçlendikten sonra saldırıya geçen taraf bile olsa mekke döneminde çektikleri işkencelerden dolayı en doğal haklarıdır.




kendileriyle savaşa girişilen mü'minlere, zulme uğramalarından dolayı, savaş izni verildi... (hac 39)

zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranmaz. (şura 41)

peki medine ayetleri daha mı kuralcıydı?

mekke ayetlerinin daha çok imani konuları, medine ayetlerinin ise daha çok helal, haram ve yasakları içermesi de gayet doğal bir durumdur.buna kendi hayatımızdan örnek verelim ki aslında her insanın bir mekke ve bir de medine dönemi olur.

1)şöyle ki; islam'ı ilk defa duyduğunuz ve öğrendiğiniz yıllarınızı mekke dönemine benzetebilirsiniz. yeni öğrenmeye başlayan kişi dikkat etmesi gereken konuları henüz bilmediği için daha pozitif yaklaşmak lazım.

örneğin namaz kılarken gülüyor olsun ona "bu günah bunu nasıl yaparsın" diyerek kızamazsınız çünkü işin ciddiyetini henüz öğretmediniz.

öbür türlü bu; henüz abaküs kullanan birinden calcülüs matematiğini anlamasını beklemekten farksızdır.

2)ayrıca ilk yıllarda asıl amaç iman, tevhid alt yapısını oluşturmaktı.

o yüzden konular daha çok, allah'ın bir ve tek olması, peygamberin allah tarafından gönderilen elçiler veya putların faydasız taşlar olduğu üzerine kuruluydu.

iman altyapısı oluştuktan sonra içki, zina gibi yasaklara ve ibadetler gibi dini görevlere sıra geldi. (gerçi namaz ibadeti ilk tebliğden beri vardı)

bütün bunları göz önüne aldığımızda medine ayetlerinin cihad, ibadet, tesettür, helal ve haram gibi daha zor kurallar içermesinden daha normal bir şey olamaz!

Yorumlar

Popüler Yayınlar