MEKKE VE ÇEVRESİ


MEKKE VE ÇEVRESİ

iddia: enam 92, şura 7 gibi ayetlerde kur'an'ın sadece mekke ve çevresine yani sadece araplar için indiği geçer. yoksa islam evrensel değil mi?

önce ilgili ayetlere bakalım;

işte bu (kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır... (enam 92)

böylece biz sana arapça bir kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın...(şura 7)


bunun yanında bazı ateistler "ilk başlarda muhammed'in amacı mekke'ye sahip olmaktı o yüzden bu tür ayetler var. daha sonra eli güçlenince tüm insanlık için geldiğini söyledi" şeklinde bir hikaye uydururlar.

öncelikle bu hikayenin uydurma olduğunu surelerin iniş sırasına bakarak anlayabiliriz.

zira kur'an'ın "tüm insanlar" için indiğini söyleyen araf 158 ayetinin olduğu sure iniş sırasına göre 39. sırada iken mekke ve çevresi için olduğunu söyleyen enam suresi 55, şura suresi 62. sırada.

bu arada araf 158 ayeti şu şekilde;

de ki: ey insanlar! şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim...(araf 158)

yine ayrıca sebe suresi, şura süresinden önce inmiştir ve sebe 28 ayeti şu şekilde;

ey muhammed, biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. fakat insanların çoğu bilmezler (sebe 28)

yine evrensellikten bahseden furkan suresi inen 42. sure olup enam ve şura suresinden önce inmiştir.

bütün alemi uyarmak üzere kuluna furkân’ı indiren ne yücedir! (furkân1-2)

kısacası en başından beri kur'an tüm insanlık için indiğini beyan etmiştir. peki şura 7 ve enam 92 ayetleri ne anlatıyor?

öncelikle her iki ayette de "mekke" ismi geçmez onun yerine bir mahlas olarak "şehirlerin anası" kullanılmıştır. yani mekke'ye bir ana merkez gözü ile bakılmış.

şimdi de şuara 214 ayetine dikkatinizi çekmek istiyorum çünkü asıl cevap orda;

(önce) en yakın akrabanı uyar. (şuara 214)

bu ayette "önce" kısmı geçmez ama tefsir ve siyerden bildigimiz kadarıyla allah peygamberin zarar görmemesi için ona sağlıklı bir güzergah çiziyor.

yani önce onu daha iyi anlayacak aile ve akrabalarına açılmasını sonra da yavaş yavaş diğer insanlara tebliğ etmesini istiyor

bu ayet nasıl ki "akrabaların dışında kimseyi uyarma" anlamına gelmiyorsa enam 92 ve şura 7 de "sadece mekke halkını uyar" anlamına gelmiyor.

zira bu ayetlerde de merkeze mekke alınarak aynı şekilde aslında bir gidiş yolu çiziliyor peygambere. yani önce şehirlerin anasını daha sonra da çevresini uyar.

ki "çevresi" kısmına da bi sınır çizemeyiz yani bütün yeryüzü kastedilmiş olabilir ki mekke'ye şehirlerin anası deniliyorsa "çevresi" ile de diğer bütün şehirler kastedilmiştir.kısacası bu ayetler tebliğin yerel değil bir güzergah bir metod ile olduğunu söylüyor.


buna benzer bir diğer itiraz ise "kur'an'ın arapça indiğini" bildiren ayetlere;

biz onu, akıl erdiresiniz diye arapça bir kur’an olarak indirdik.(yusuf 2)

iyice anlayasınız diye biz, onu arapça bir kur’an yaptık (zuhruf 3)

kuran biz insanlara indiği için bize en iyi şekilde açıklayacak, bildirecek kişi de yine aramızda yaşayan bir insan olur. hatta müşriklerin "allah bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi" itirazına ayette bu şekilde cevap verilir;

de ki: “eğer yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.” (isra 94)

ayrıca bu seçilen insan aynı anda birden fazla yerde doğamayacağı, olamayacağı için bizim gibi belli bir bölgede doğmuş biri olmalı.

yine inen kitabı açıklayacak kişinin önce kendisi anlaması gerekeceği için doğal olarak onun dilinde inmeli. allah bu noktaya da şu ayette dikkat çekiyor;

şayet biz onu yabancı dilde okunan bir kitap olarak indirseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "âyetlerinin açık seçik anlaşılır olması gerekmez miydi? bir arap’a yabancı dilden bir kitap, öyle mi!"... (fussilet 44)

not: tabi bu ayet her dilde kitap inmesi gerektiğini ve çevirinin saçmalık olduğunu kasettmiş olmuyor ama vahyin en azından ilk muhattabı olan peygamberin ve kavminin dilinde inmesi gerekir. Gerisi çeviri ile halledilir

kısacası kitabın arapça olması onu yerel bir din yapmadığı gibi bu kitap başka bir bölgede ve başka bir dilde gelmiş olabilirdi. ama hangi bölgeye gelirse gelsin inkarcıları yine aynı itirazı tekrarlayacaktı.


Yorumlar

  1. İslamiyetin mekke ve çevresine indiğini anlamak için şu basit soruyu sormak bile yeterli neden hikayelerin tümü ortadoğuda geçiyor ve neden 25 peygamberin tamamıda ortadoğulu

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar