REENKARNASYON VE İSLAM
REENKARNASYON VE İSLAM
iddia: Kur'an'ın bazı ayetlerinde reenkarnasyon inancı
geçtiği söyleniyor. İslam dininin reenkarnasyona bakışı nedir?
İnsanlar alemindeki tür ve çeşitlilik hayvanlar, bitkiler
aleminde bile yok. Maalesef kişi kendi dininin cahili olunca ortaya bu tür
kokteyl tarzı inançlar çıkıyor.
Hele bizim ülkede İslam'ın batırılmadığı sos kalmadı.
"Neye göre konuşuyorsun" diye sorsam "çünkü ağzım var"
şeklinde cevap verecek insan türleri biliyorum.
Neyse reenkarnasyonun tanımına kısaca değinerek başlayalım;
Reenkarnasyon veya ruh göçü, öldükten sonra ruhun başka bir bedene geçip hayata
devam etmesidir.
Ayrıca bunun ikiz kardeşi olan "tenasüh" var. Çoğu
zaman birbirlerinin yerine kullanılsalar da algoritmalarında küçük bazı farklar
var.
Genel olarak reenkarnasyon ve tenasuh arasındaki en önemli
iki fark değinelim;
Reenkarnasyonda olayın mantığı; dünyevi bağlardan
kurtulamamış ruhların tekrar tekrar dünyaya gelerek gelişmesi,
olgunlaşmasıdır..
Tenasüh de aynı olay ama bunda amaç olgunlaşmak değil önceki
hayatının cezası veya ödülünü yaşamaktır yani hesabını vermektir. Ve bu böylece
bedenden bedene devam eder
Örneğin önceki hayatınızda iyi biri iseniz yeni hayatınıza
her istediğini yapabilecek kadar zengin biri olarak başlayabilirsiniz.
Ayrıca reeankarnasyonda kişi sürekli insan vücudunda yaşam
buluyorken tenasühte ise ruh bir hayvan bedeninde de dünyaya gelebilir. Veya
ölen bir hayvanın ruhu da insan bedeninde geri gelebilir.
Tarihcesine ve hangi dinlerde olduğuna gelirsek;
Tenasüh fikrinin, ilkönce nerede doğduğu hakkında ihtilâflar
vardır. Bâzı kaynaklara göre, bu teorinin kaynağı Eski Mısır'dır.
Tarihçi Herodot da aynı kanaattedir.
Bilinen Batı tarihinde ilk
kez Pisagor ve Platongibi bazı eski Yunan bilgin
ve filozoflarıtarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında
çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve
İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul
görmüş olan bir kavramdır
Yine ayrıca Eski Yunan, Mısır, Hind, Çin ve
İran'da farklı şekillerde ortaya çıkmıştır.
Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç
sistemlerinin mensupları arasında, Hindular (Yoga,
Vaishnavism,Shaivism),
Katharlar (Cathares), Eseniler (Esseniens),
Caynacılar (Jainistler), Sihistler, Umbanda'cılar
(Makumba, Brezilya), Yezidiler, Nusayriler, Dürzîler, Anadolu
Kızılbaşları ve birçok mezhep sayılabilir. Bu kavram
Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve
birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur.
Reenkarnasyona delil olarak gösterilen ayetleri sırayla
inceleyelim;
Sizler ölü iken sizi dirilten Allah'ı nasıl inkâr
ediyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek, sonra da O'na
döndürüleceksiniz (Bakara, 28)
"Dediler ki, Rabbimiz bizi iki kere öldürdün iki kere
dirilttin artık günahlarımızı itiraf ettik. Çıkış için bir yol var
mı?"(Mü'min,11)
Öncelikle bakara 28 ayetinde geçen "ölü iken" kısmından
kastetedilen doğum öncesi yokluktur. İlk dirilişten kasıt da insanın anneden
doğumudur.
Yani ayetlerdeki iki ölüm iki diriliş şu şekilde;
ilk ölüm👉doğumdan önceki yokluk
hali, et parçası hali
ilk diriliş👉anne karnından bu
hayata doğum
ikinci ölüm👉normal bildiğimiz yaşam
sonrası ölüm
ikinci diriliş👉mahşer günü hesap
vermek için kabirden uyanmak
Ayrıca mümin 11 ayetinde geçen "bizi iki kere
öldürdün" kısmından "ilk ölümden önce yaşam vardı" anlamı
çıkarmak doğru olmaz.
İslam bilginlerinden Zemahşerî, onların ölü maddeler halinde
yaratılmalarına "öldürme" tabirinin kullanılmasında Arap dili
açısından sorun olmadığını söyleyip ve buna örnek bir cümle veriyor
"Sivri sineğin cismini küçülten ve filin cismini
büyülten Allah'ı noksan sıfatlardan tenzîh ederim"
Bu cümlede küçültme ve büyültmeden maksat sivri sineğin
cismini büyük iken küçültmek veya filin cismini küçük iken büyültmek değil.
Verilen örnekte onların bu şekilde yaratıldığı anlatılır,
âyette de durum bu şekildedir. Öldürmeden maksat ölü halde olmadır.
Bir diğer ayete geçelim;
"onların ciltleri cehennem ateşinde pişip kavrulduğu
her seferinde, azabı tatsınlar diye yeni ciltlerle (bedenlerle)
değiştiririz" (Nisâ, 56)
Bu ayette de açıkça; cehennemlik insanların hakettikleri
cezayı çekmeleri icin derilerinin tazelenmesinden bahsedilir. Cehennemdeki bu
ölüp dirilmenin dünyaya tekrar dönüş ile alakası yok.
Bir diğer ayet;
Ey İsrail oğulları! size verdiğim nimetleri
hatırlayın..." (Bakara, 40, 47, 122)
Reenkarnasyoncular bu âyetten hareketle, âyette hitap
edilenlerin bizzât o zamanki yahudîler olduğunu söylerler
Ölüp, çürüyüp, dirilip aradan uzun zaman geçtikten sonra,
Allah'ın kendilerine verdiği nimetlerini unuttukları için hatırlatma
yapıldığını iddia ederler.
Halbuki Arapçada, bir kimseye dedesi ve ataları
kasdedilerek, ona söylüyormuş gibi hitap edilme yaygın bir üsluptur.
Ayrıca reenkarnasyonda ölen kişinin ruhu yine aynı ırktan,
aynı bölgeden birinde beden bulacak diye bir kural yok.
Hatta tenasüh inancına göre ölen bir insanın ruhu daha sonra
hayvan bedeninde de tekrar yaşam bulabilir.
O yüzden; bir grup yahudinin uzun yıllar sonra reenkarnasyon
ile tekrar bir araya geldiğini iddia etmek reenkarnasyon açısından da hem çok
küçük bir olasılık hem de absürd bir iddia.
diğer iki ayet;
...Size düsünecek olanin düsünecegi kadar bir ömür vermedik
mi?... (Fatır 37)
"Size her ne musîbet dokunursa,
kendi ellerinizle kazandığınız şeyler sebebiyledir. Allah pek çoğunu da
affeder"(Şûrâ, 30)
Reenkarnasyona inanan kişiler; fatır 37 ayetinde denildiği
gibi bebek ve çocuk olarak kişilere düşünecek kadar zaman verilmedigini veya
şura 30 ayetinden de yola çıkarak bebek ve çocukların kendi elleri ile
işledikleri günahları olmadığını söyleyip bunun ancak daha yaşadıkları bir
hayata işaret ettiğini iddia ederler.
Oysa hem bu iki ayet hem de Kur'an'daki herhangi bir ayet
imtihanı başlamayan çocukları ve bebekleri ilgilendirmez. Yani bu ayetlerin
muhatabı olan kişiler imtihan hayatı başlayan kişilerdir.
Çünkü Kur'an'ın diğer ismi Furkan'dır ve Furkan iyi ve
kötüyü ayırt etme demektir. Bu yüzden Kur'an sadece iyi ve kötüyü ayırt edecek
yaşa gelenleri muhattap alır.
Genel olarak reenkarnasyona delil olarak gösterilen başlıca
ayetler bunlardı. Bunun dışında bir kaç ayet daha olsa da açıklamaya gerek
duyulmayacak kadar çürük iddialar olduğu için değinmeye gerek yok.
Şimdi de dönüş olmadığını net bir şekilde haber veren birkaç
ayete bakalım;
"Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki,
Rabbim! beni geri gönder. Tâ ki, boşa geçirdiğim dünya hayatında iyi ameller
işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir... (Mü'minûn,
99-100)
"Onların, ateşin karşısında durdurulup, âh! keşke
dünyaya geri gönderilsek de, bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve
inananlardan olsak! dediklerini bir görsen! (Enam 27)
"...dünyaya geri gönderilsek de, yapmış olduğumuz
amellerden başkasını yapsak. Onlar kendilerine yazık ettiler ve
uydurdukları şeyler de kaybolup gitti"(A'raf, 53)
Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer bir daha (ettiklerimize)
dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız. (Allah) buyurur ki:
Alçaldıkça alçalın orada! Bana bir şey söylemeyin artık. (Muminun 107-108)
Sonuç olarak; Reenkarnasyon inancının İslam'daki ahiret
inancı ile taban tabana zıt olduğunu bile söyleyebiliriz.
Bu yüzden bir Müslümanın aynı zamanda reenkarnasyon inancını
kabul etmesi mevcut şartlarda geçerli değil😊
Kaynaklar;
http://www.kudretugurlueminsoy.com/2018/02/20/reenkarnasyon-ve-tenasuh-nedir-aralarindaki-farklar-nelerdir/
https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerimde-reenkarnasyonun-oldugu-iddia-ediliyor-bu-konuda-nasil-cevap-vermeliyiz-kuran
Yorumlar
Yorum Gönder