NEDEN HZ.MUHAMMED(SAV)

NEDEN HZ.MUHAMMED(SAV)

Bilirisin ki, Sigara gibi  küçük bir adeti, küçük bir kavimde  büyük bir hakim, Büyük bir hikmetle, ancak kaldırabilir.

Doktorlar sigara içmenin  sayısız zararlarını ilan ediyorlar. Bu konuyla alakalı bir çok tv programı, videolar da yapıldı, makalelerde yazıldı ama yok! İnsanların çoğu alışkanlığı bırakamıyor.


Dünyada ,yaklaşık olarak 1 milyar insan  hala sigara bağımlısı. Sadece sigara gibi küçük bir adetten bahsediyorum. Yani şu bir gerçek ki bir alışkanlığı bırakmak, bağımlılıklardan kurtulmak fazlasıyla zor..

Ama bir adam vardı! Bu zat, insanların damarlarına kadar işlemiş adetleri, akışkanlıkları tek başına kısa bir sürede alt üst etti..

Salat ve selam olsun:onun adı MUHAMMED!

1400 sene önceydi! Mekkede arap toplumunda inanılması güç adetler vardı.  Bu kadar vahşi insanları asla göremezsiniz!  Kız çocukları toprağa canlı olarak gömülüyordu.

Buna inanabiliyor musunuz? Ve bu büyük bir adetti ve bununla  gurur duyuyorlardı. Ve aynı zamanda cinsellik bağımlısıydılar, alkol bağımlısıydılar. Sürekli sarhoş haldelerdi.


Hem aşırı şekilde ırkçılardı, faiz umumı birşeydi, kadınların değeri yoktu. Mesela birisi ölürse, onun karısı ilk talip olan tarafından  sahip olunuyordu.

Buna inanabiliyor musunuz?Demek istediğim, pek çok   inanılması güç adet vardı ve  arap kabilelerindeki insanlar ve o arap toplumu, o zamanın en vahşi insanlarıydı.

 Ve sonra Hz. Muhammed (S.A.V) geldi…

Ümmi idi. Yani okuma yazma bilmiyordu… herhangi bir psikoloji okulunu bitirmemişti!  Herhangi bir okulun sosyoloji bölümde okumamıştı!  Herhangi bir felsefe kitabı da okumamıştı!

Ama bazı şeyler hakkında konuşmaya başladı. Yani, bazı tehlikeli şeyler!  İnsanlara yeni mesajlar getirmeye başladı. Ama bu mesajlar onun için gerçekten tehlikeliydi.

Ve herhangi bir gücü de yoktu.Ama ilginç olan şu ki, bazı insanlar yavaş yavaş etkilenmeye ve onu takip etmeye başaldılar. Ve eğer o zamanda, onu takip etmeye başlıyorsanız, Mekkelilerin inanılmaz işkencelerini kabul ediyorsunuz demektir!

Bu enteresan değil mi ? yani neden? O size dünyaca cazip bir şey vaad etmedi ki!  Tam tersine Mekkelilerle ciddi problemler yaşıyacaksınız dedi. İşkenceler, sürgünler, hor görülmeler vs..


E o zaman neden bu korkunç durumu kabul ediyorsunuz? Ve sonra değişmeye başladılar, hayat tarzlarını değiştirmeye başladılar.  O ne söylediyse dinlediler, vahşi adetlerini bırakmaya başladılar.   
Mesela ömer ibn el hattab, daha önce bir alkol bağımlısıydı. Evet bu doğru.  Ama peygamberimiz (sav) ile tanıştıktan sonra,  bütün insanlık için “adalet sembolü” olan bir adam oldu.

Arkadaşlar  psikologlar, doktorlar bu adam üzerinde çalışmadı.  Sadece okuma yazma bilmeyen birisi! nasıl?Nasıl olur bu!

Evet çünkü burada vahiy var. Bu etki bir insan tarafından yapılmış olamaz, bu imkansız!  Ve sadece bir kişi değil, koca koca toplumlar sadece 1 adam  ile inanılmaz sekilde değişime uğradı.

Bu arda yeni getirdiği kurallar da inşan  nefsinin hoşuna gidecek şeyler değildi.
Mesela oruç,5 vakit namaz, zekat, içki yasağı… bunlar bizim nefsimiz için cazip şeyler değil, doğrumu?

Ama alkol yasağı ile ilgili ayet geldiğinde medine sokaklarında şaraplar akmış… neden? Ne oldu?  Modern uzmanlar içkinin zaralarını açıkladıkları halde bunu yapamıyorlar, doğru mu ? 


Ve müslüman olduktan sonra bu insanların %80 i diğer insanlara öğretmek için Arabistanı terk ederken dünyanın farklı yerlerine dağıldılar.  Ve sayıları binlerdi.
 ‎
Böyle hızlı büyüme asla göremezsiniz.Ve peygamberimiz(asm)'ın tüm ashabı, arkadaşları,  Müslümanlar için 140 yıl boyunca rol model oldular.

Ama bu adamlar hz Muhammed'den önce aşırı dercede vahşi insanlardı. Tarihte böyle bir dönüşüm yok.Ama hala hz Muhammed'in peygamberliğini inkar ediyorsunuz.

İslam alimlerinden Bediüzzamanın sizin için bir iddası var.Diyor ki: Arap yarımadasını asrı saadeti(peygamber dönemi) göremeyenlerin  gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzlerce filozofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar!


O zatın o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini acaba yapabilirler mi?

Bilimler yüksek seviyelere ulaştı değil mi?  Psikoloji bilimimiz var, sosyoloji bilimimiz var, uzmanlarımızda var değil mi? Tamam o zaman..

Bir grup sosyoloji uzmanını alın, bir grup psikoloji uzmanını da alın ve Arabistan'a gidin.Ve 10 sene boyunca  çalışın.Ve bazı değişiklikler yapmaya çalışın.

Mesela yeni bir din getirin, yeni kurallar  ve sizin o “modern kitaplarınız” ile insanları kendinize inandırın.Bunu yapabilirmiydi?

Imkansız gibi değil mi? Biliyorsunuz şu modern dünyada hala ırkçılık sorununu bile çözemiyorlar..

O(sav) bunu en vahşi insanlar içinde 1400 sene önce çözdü.Dediki:  “siyahın beyaza,beyazında siyaha bir üstünlüğü yok” bu kadar!


1400 yıldır Müslümanlar içinde siyah-beyaz problemi yok.Bakın ne diyeceğim ırkçılık problemini unutun.

Biz, basit bağımlılıklar konusunda, çocukları bile değiştiremiyoruz doğru mu? Bilgisayar  oynamamak ve  ödevlerini yapmak gibi konularda söz dinletemiyoruz..

Hz.Ebubekir zamanında Tuleyha, Secah, Esved gibi birçok sahte peygamber ortaya çıktı. Yine tarih boyunca birçok sahte peygamber ortaya çıktı.

Peki bunlardan hangileri başarılı olabildi ki? İsimlerini bile bilmiyoruz çoğunun değil mi?

Peki hz.Muhammed'in farkı neydi? Çocukluğunda çobanlık gençliğinde ticaret ile uğraşan biri nasıl ikna etti o vahşi insanları?

Zamanın mafya babalarına, kodamanlarına nasıl kafa tuttu? Kime güvendi? Arkasında kim vardı? Hangi kuvvet?


Kısacası bu dönüşümü yapmak imkansız, tüm bunları ancak bir peygamber çıkarabilir!!
Salat ve selam olsun onun adı hz.Muhammed(s.a.v)!

metnin videosu;https://www.youtube.com/watch?v=BG8-9FVmUMs

Yorumlar

  1. Aslında Cahiliye Arabları hakkında birçok yanlış düşünceye sahibiz. Sanıyoruz ki hiçbir şekilde bireysel, toplumsal, ekonomik, insani vs bir düzenleri olmayan her bakımdan tamamen azgın insanlar topluluğu olduğunu ve içlerinde her bakımdan en üstün insan vasfına sahip bir Peygamberin gönderilerek onları her bakımdan en şerefli insanlar konumuna getirdiğini düşünüyoruz. Ve bu durum İslami bakış açısından kesinlikle doğru olmakla birlikte yine de cahiliye arablarının gerçeklerini tanıma bağlamından çok kopuk olduğu için günümüz İslam anlayışının doğru olduğu izlenimini oluşturuyor. Örneğin cahiliye arabları Kabe'ye her sene hacc yapmak için gelirlerdi. Ve birkasım arablar yada bedeviler Kabe'yi çıplak tavaf ederdi gerçeğini ardındaki nedene bakmadan ele alırsak ki ne yazık ki cahiliye arabları ile ilgili genel yaklaşım budur. Bu durumun akıl almaz bir azgınlık olduğu yaftasını direkt yapıştırıyoruz. Ancak Arablar içinde Kureyşlilere büyük saygı duyulurdu onlar Hacıları ağırlama, Hacılara su verme ve Allah'ın evi Kabe'nin koruyucuları olarak Arablar arasında çok saygın kabul edilirlerdi. Ve Kureyşliler hariç Mekke'ye dışarıdan gelen Arabların Kabe'yi elbiseleri ile tavaf etmeleri günah sayılırdı dolayısıyla Mekke'ye dışarıdan gelen Arablar Kabe'yi ya çıplak olarak veya Kureyşlilerin kıyafetlerini (verirlerse) giyerek tavaf ederlerdi ve kadınlar akşam vakitleri tavaf ederdi. Yani kendilerince yaptıklarında bir mantık ve kutsallık vardı. Lut kavminin yaptığı gibi azgınlıktan dolayı yapmamışlardı. Ayrıca cahiliye arabları sahip oldukları pek çok kötü özellikleri yanında sözlerine son derece sadık, savaşçı, kabile fertlerine sahip çıkan, yardım sever, konuk sever belirli bir düzen içinde yaşayan insanlardı da..Hatta kötülüğün başı Ebu Cehil'de bazı değerli özellikler mevcuttu..şöyle ki;

    "Rasulullah (s.a.v) insanların kişisel özelliklerini iyi bilirdi. Rasulullah (s.a.v) Allah’a dua ettiğinde Umar Bin Hattab veya Ebu Cehil’den birine hidayet etmesini istedi, Rasulullah (s.a.v) neden özellikle bu iki ismi seçti? Çünkü Umar Bin Hattab ve Ebu Cehil her ikisi de nerede olurlarsa olsunlar kendilerini olağanüstü seçkin liderler konumuna getiren bazı şahsi özelliklere sahiptiler. Bu her iki adamda seçkin liderlerdi. Onları insanları yönetmek, insanların sorunlarını çözmek gibi konularda doğal aday yapan bazı özelliklere sahiptiler. Ebu Cehil ismini bir lakap olarak Rasulullah (s.a.v) vermiştir. Yoksa daha önce halkı tarafından Ebul Hakem olarak çağrılırdı, bu da gerçek adı değildi, halk ona bu adı vermişti. Ebu Cehil’in asıl adı Amr Bin Hişam’dı. Ancak zeki ve bilge bir adamdı ve o yüzden halkı ona Ebul Hakem yani “Bilgeliğin Babası” derdi. Ancak onun bu bilgeliği ve zekiliği onu İslam’a yöneltmedi, yetersiz oldu ve Ebu Cehil yani “Cehaletin Babası” olarak adlandırıldı.

    YanıtlaSil
  2. Bu iki adamda kararlı insanlardı, eğer bir şeye inanmışlarsa ne olursa olsun sonuna kadar gider, kendilerini inandıkları şeye adarlardı. Bıkmadan usanmadan amaçlarını gerçekleştirmek için çalışırlardı ve güçlü insanlardılar. Zor durumlarda, bu iki insanın diğerlerinden farkı ortaya çıkardı. Zor olan her meselede Ebu Cehil’in olaya el attığını ve halkına yol gösterdiğini görürdünüz. Ebu Cehil kötü bir insan olsa da, işini iyi yapardı. Yanlış yolda, dalalette de olsa işini iyi yapardı. Bu nedenle Rasulullah (s.a.v) bu iki adamdan birini İslam’a kazandırmak istedi çünkü onlar sahip oldukları tüm kaynakları davaları için kullanırlardı. (Enver El Evlaki Siyer Sohbetleri Alıntı)

    Yine Rasulullah (s.a.v) bir hadisinde Cahiliye döneminde iyi hasletlere sahip olan insanların İslami anlayışa sahipse, İslam'da da en iyiler olduğunu söyledi..Ebu Zer Gifari Ebubekir Es Sıddık, Osman bin Talha, Ömer bin Hattab, Halid bin Velid, Hamza bin Abdulmuttalib, Sa'd bin Ubade (r.anhum) vb Allah'ın İslamla şereflendirdiği İslami anlayışa sahip farklı özellikleri ile öne çıkan birçok asil insan Müslüman olduktan sonra İslam'a ve insanlığa büyük yararlar sağlamışlardır..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar