KAFİRLERİ DOST EDİNMEYİN?
KAFİRLERİ DOST EDİNMEYİN?
iddia: "kafirleri dost edinmeyin" ayeti diğer din mensupları ile aramızı bozuyor ve savaşmamızı istiyor.
önce ilgili ayete bakalım;
öncelikle şunu not düşeyim; "dost edinmeyiniz" demek "düşman olun" anlamına gelmez. felsefede bu safsataya "false dilemma" veya "black and white fallacy" yani "ya siyah ya beyaz" safsatası deriz.bu safsataya göre önüne sunulan iki şıktan birini seçmek zorundasın.
örneğin;
"beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir."
"ya bana karşısın ya da benim yanımdasın."
yine benzer olarak örneğin ayette "müslümanlar birbirinizi sevin" denilse "ama müslüman olmayanları öldürelim değil mi" şeklinde safsatalar duymuşsunuzdur. oysa dogru bir çıkarım yapmak için bir ayeti incelerken diğer ayetler ile olan bağlantısına da bakmalıyız.
örneğin mümtehine 8-9 ayetlerine bakalım;
allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. şüphesiz allah âdil davrananları sever (mumtehine 8)
allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. (mumtehine 9)
gördüğünüz gibi bu tür ayetleri de göz önüne aldığımızda dost edinilmeyen grup hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyoruz.bunun dışında; komşulukta, ticarette, arkadaşlıkta, sorun yok. ve bize savaş açmadıkları sürece düşman değiller.
"…bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. adalet yapın. o, takvaya daha yakındır. (maide suresi, 8)"
hatta peygamberimizin onlarla yaptığı hudeybiye barış antlaşması bunun en güzel örneklerinden biri
diğer ayetlere bakalım;
onların hepsi bir değildir. kitap ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (ali imran suresi, 113)
…kitap ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; … (ali imran suresi, 75)
şüphesiz, kitap ehlinden, allah’a; size indirilene ve kendilerine indirilene -allah’a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır... (ali imran suresi, 199)
gördüğünüz gibi sadece bize düşmanlık edenler ile dost olamayız! ama bunun yanında dikkat edilmesi gereken bir kısım daha var; dostluğumuzun bizi onlara benzetmemesine dikkat etmeliyiz.
sen müslümansın o ise hristiyan, yahudi, deist, ateist vesaire onlar kendi dinlerine göre yaşıyor sen kendi dinine göre yaşıyorsun, haramımız helalimiz farklı.onlar içki içerken sen içemezsin, onlar kızlı erkekli nikah olmadan aynı evde kalırken sen onlarla kalamazsın, onlar gece hayatına düşkün barlarda istediği gibi eğlenirken sen bunu yapamazsın çünkü sen müslüman olmayı seçtin!
ve müslümanca yaşamazsan müslüman olarak da kalamazsın emin ol. onlara benzemek, asimile olmak tehlikesini göz önünde bulundurmak gerekir.eğer bu dostluk seni islam'dan uzaklaştırıyor ise o zaman "dost olarak da yardımcı olarak da allah yeter (nisa 45)" demen lazım
ayrıca tevbe 23 ayetine bakalım;
ey iman edenler! eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. içinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.(tevbe 23)
yine bu ayette de "dost edinmeyin" derken onları öldürün, onlarla savaşın denilmiyor "onların fikirlerini benimsemeyin" deniliyor. bunu da lokman 15 ayetinden anlıyoruz;
eğer anne, baban allah'a şirk koşman için seni zorlarsa onlara uyma ama onlara dünyada yine de iyi davran.. (lokman 15)
sonuç olarak; aradaki dengeyi kurduğumuz sürece yani islam sınırlarına dikkat ettiğimiz sürece ve bize savaş açmadıkları sürece gayrimüslimler ile hiçbir sorunumuz yok.
iddia: "kafirleri dost edinmeyin" ayeti diğer din mensupları ile aramızı bozuyor ve savaşmamızı istiyor.
önce ilgili ayete bakalım;
inananlar, yahudileri ve hristiyanları dost edinmeyin. onlar birbirinin
dostudur. sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. allah zalim
topluluğu doğru yola iletmez. (maide 51)
öncelikle şunu not düşeyim; "dost edinmeyiniz" demek "düşman olun" anlamına gelmez. felsefede bu safsataya "false dilemma" veya "black and white fallacy" yani "ya siyah ya beyaz" safsatası deriz.bu safsataya göre önüne sunulan iki şıktan birini seçmek zorundasın.
örneğin;
"beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir."
"ya bana karşısın ya da benim yanımdasın."
yine benzer olarak örneğin ayette "müslümanlar birbirinizi sevin" denilse "ama müslüman olmayanları öldürelim değil mi" şeklinde safsatalar duymuşsunuzdur. oysa dogru bir çıkarım yapmak için bir ayeti incelerken diğer ayetler ile olan bağlantısına da bakmalıyız.
örneğin mümtehine 8-9 ayetlerine bakalım;
allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. şüphesiz allah âdil davrananları sever (mumtehine 8)
allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. (mumtehine 9)
gördüğünüz gibi bu tür ayetleri de göz önüne aldığımızda dost edinilmeyen grup hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyoruz.bunun dışında; komşulukta, ticarette, arkadaşlıkta, sorun yok. ve bize savaş açmadıkları sürece düşman değiller.
"…bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. adalet yapın. o, takvaya daha yakındır. (maide suresi, 8)"
hatta peygamberimizin onlarla yaptığı hudeybiye barış antlaşması bunun en güzel örneklerinden biri
diğer ayetlere bakalım;
onların hepsi bir değildir. kitap ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (ali imran suresi, 113)
…kitap ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; … (ali imran suresi, 75)
şüphesiz, kitap ehlinden, allah’a; size indirilene ve kendilerine indirilene -allah’a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır... (ali imran suresi, 199)
gördüğünüz gibi sadece bize düşmanlık edenler ile dost olamayız! ama bunun yanında dikkat edilmesi gereken bir kısım daha var; dostluğumuzun bizi onlara benzetmemesine dikkat etmeliyiz.
sen müslümansın o ise hristiyan, yahudi, deist, ateist vesaire onlar kendi dinlerine göre yaşıyor sen kendi dinine göre yaşıyorsun, haramımız helalimiz farklı.onlar içki içerken sen içemezsin, onlar kızlı erkekli nikah olmadan aynı evde kalırken sen onlarla kalamazsın, onlar gece hayatına düşkün barlarda istediği gibi eğlenirken sen bunu yapamazsın çünkü sen müslüman olmayı seçtin!
ve müslümanca yaşamazsan müslüman olarak da kalamazsın emin ol. onlara benzemek, asimile olmak tehlikesini göz önünde bulundurmak gerekir.eğer bu dostluk seni islam'dan uzaklaştırıyor ise o zaman "dost olarak da yardımcı olarak da allah yeter (nisa 45)" demen lazım
ayrıca tevbe 23 ayetine bakalım;
ey iman edenler! eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. içinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.(tevbe 23)
yine bu ayette de "dost edinmeyin" derken onları öldürün, onlarla savaşın denilmiyor "onların fikirlerini benimsemeyin" deniliyor. bunu da lokman 15 ayetinden anlıyoruz;
eğer anne, baban allah'a şirk koşman için seni zorlarsa onlara uyma ama onlara dünyada yine de iyi davran.. (lokman 15)
sonuç olarak; aradaki dengeyi kurduğumuz sürece yani islam sınırlarına dikkat ettiğimiz sürece ve bize savaş açmadıkları sürece gayrimüslimler ile hiçbir sorunumuz yok.
not: günümüzde müslüman kanı döken israil, amerika, çin, rusya gibi ülkeler dost değildir
Yorumlar
Yorum Gönder