KADER??

KADER??


iddia: Kaderimiz yazılmış ve Allah ne yapacağımızı biliyor ise bizim suçumuz ne? Neden biz sorumlu oluyoruz?

Kader; ateist, müslüman farketmeksizin anlamakta zorlandığımız ilginç fenomenlerden biri! Hade buna son noktayı koyalım.

Ezel kavramı ile başlayalım; Kader meselesinin anlaşılamamasındaki en büyüksebep, “zaman” ve “ezel” kavramlarının birbiriyle karıştırılması ve yanlış değerlendirilmesidir.



Zaman, kâinatın yaratılmasıyla başlayan ve içerisinde hadiselerin cereyan ettiği soyut bir kavramdır. Geçmiş, şimdi ve gelecek olarak üçe ayrılır. Bu kavram yaratılmış biri için geçerlidir.

Ezel ise, zamanın başlangıcının evveli demek değildir zamanın dışıdır. Ezelde geçmiş, şimdi ve gelecek yoktur. Ezel bütün bu zamanların aynı anda görüldüğü ve bilindiği bir makamdır yani 2018 ve 571 yıllarının her ikisine de sahiptir!

“Allah’ın ezelî ilmi” dediğimiz kader, geçmiş zamanda yapılmış bir plan olmayıp zaman dışı bir plandır. Ki bu yüzden de "Allah kaderimizi önceden biliyor" cümlesi yanlış bir cümledir. Dogru cümle ise "Allah kaderimizi zaman dışında biliyor" şeklinde olmalı. Çünkü "önce" sözcüğü de bir zaman terimidir.

şimdi "ilim maluma tabii" kısmına geçelim; İlim: Bir şeyin zihindeki şeklidir.
Mâlum ise: O şeyin gerçek hâlidir.

Örneğin elmanın şeklini düşünün; Elmayı bu şekilde bildiğimiz için mi elma böyle yoksa elma böyle olduğu için mi ben onu öyle biliyorum?


Biraz daha açarsak: Eğer ben elmayı karpuz gibi bilseydim, elma karpuza dönüşür müydü? Elbette ki hayır. Çünkü elmanın şekli, bilgime bağlı değildir. Bilgim elmanın şekline bağlı!

Aynı şekilde bir olayı Allah bildiği için biz yapmıyoruz "biz yapacağımız için Allah biliyor". Ki birşeyin sonucunu bilmek onu senin yaptığın anlamına gelmez.

Ki insanoğlu da kısmı bilgisi ile bazen sonuç tahmini yapabiliyor. Örneğin birkaç somut örnek ile devam edelim;

Örneğin sinoptik, metar, aero, yer, gemi, yüksek atmosfer gözlemleri, radar, uydu görüntüleri ve otomatik meteoroloji İstasyonları verilerinden aldığı bilgiler ile meteorologlar hava tahmini yapar.

Peki meteorolog bildiği için mi A bölgesine yağmur yağdı yoksa A bölgesine yağmur yağacağı icin mi meteorolog biliyor?

Yada örneğin satrancın Mozart’ı olarak anılan Magnus Carlsen maç sırasında tam 20 hamle ilerisini düşünebiliyor. Taşların hareket haritasını ve her hamlenin olasılığını kafasında kurgulamış biri kısmı bilgisi sonucu bilebiliyor.

Peki sizce bütün atomların davranışlarına sahip olursak gelecek bilinir mi?

Bu konuda bazı bilardo deneylerine değinmekte fayda var; bilardo masasının şekli üzerindeki matematiksel irdelemeleri, topun yörüngesi üzerine çalışmaları ile bilardo teorilerinde de sıkça karşınıza çıkacak bir matematikçi, Abel ödüllü Rus matematikçi Yakov Sinai!


Topun izleyebileceği yörünge üzerine yapılan geometrik ve matematiksel hesaplamaların seyrini masanın şekli değiştirerek gözlemlemiş.

örneğin L şekilli bir masa üzerinde bir yörüngenin başlangıcını resmeden tabloda, açılar π ‘nin rasyonel katları olarak hesaplanmış. π/ 2,  3π/ 2 gibi rasyonel katlar bulunmuş.

Yada dünya bilardo şampiyonu Semih Saygıner; kendi adıyla bilardo literatürüne geçmiş 42 özel vuruş tekniği bulunmaktadır. Kısmen de olsa topun yörüngesini tahmin edebiliyor!

Ya bilgimiz daha fazla olursa; Masanın şeklini, topların boyutunu, topa vereceğimiz hızın büyüklüğünü, yönünü, esnek çarpışma kurallarını, sürtünme değerlerini %100 hassaslıkla bilirsek bilardo masasında da topların ne zaman nerede olacağını hesaplayabiliriz.


Aynı şekilde evrendeki bütün atomların, parçacıkların konum, kütle, hız, yön, elektromanyetik özelliklerini %100 hassaslıkla biliyorsak neden olmasın?

 Bu ve buna örneklerden yola çıkarak şu sonuca varabiliriz; "Her zerrenin bilgisini elinde bulunduran Allah olayın sonucunu da sonsuz bilgisi ile biliyor".

Ki tam tersine bir tanrının geleceği bilmemesi tanrı tasavvurları açısından sıkıntılı bir durumdur. Eğer inandığın Tanrı olacakları bilmiyor ise bu onu sınırlı yapar!

"Hem sonucu bilmesi hem de bize irade vermesi" olayını anlamak zor olabilir ama mantıklı olan da bu. Bunu anlamak kavramak için yıllarca araştırma yapabilirim ama "sonucu bilmeyen tanrı" baştan mantıksız olduğu için bunu kabul edemem! Ki İslam'ı diğer dinlerden ayıran en önemli neden de Tanrı tasavvurunun diğer dinlerdeki gibi çürük olmamasıdır!

Ama bazı ayetlerde kaderimizi Allah'ın yönlendirdiği geçer?

ilgili ayetler;
İbrahim - 4 Öyleyse Allah, dilediğini dalâlette bırakır. Dilediğini hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.

Bakara - 7  Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

Aslında bu tür ayetlerde Allah olayın sonuç kısmını anlatmış oysaki başka ayetlerde nedenlerini bulabiliriz. Örneğin;

Münafikün 3 : Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.

Yunus 10 : Ama iman edip te, doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Rableri imanlarından dolayı onları doğru yola eriştirmektedir

Şura 13 : Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.

Ayetler arasındaki bağıntıyı kurunca aslında olayın bir neden-sonuç şeklinde olduğu açıkça ortaya çıkıyor! Allah dogru yola ilettigi için sen dogru olmuyorsun sen doğruyu istediğin için Allah da dogru yola iletiyor!

 Kısaca herşey senin elinde!!

Kaynaklar;

https://www.google.com.tr/amp/s/www.sporx.com/amp/magnus-carlsen-dunyanin-1-numarasi-SXHBQ178999SXQ

https://www.mgm.gov.tr/genel/sss.aspx?s=havatahmini

https://www.matematiksel.org/bilardo-matematik-ve-bay-sihirbaz-semih-sayginer/

https://www.princeton.edu/news/2014/03/26/sinai-receives-abel-prize-lifelong-influence-mathematics

Yorumlar

Popüler Yayınlar