MÜŞRİKLERİ BULDUĞUNUZ YERDE ÖLDÜRÜN-TEVBE 5

MÜŞRİKLERİ BULDUĞUNUZ YERDE ÖLDÜRÜN-TEVBE 5

Böylece haram aylar çıktığı zaman artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün ve onları yakalayın ve onları muhasara edin (kuşatın). Gözetleme yerlerinin hepsine oturun (onları gözaltında tutun). Bundan sonra eğer tövbe ederlerse ve namaz kılar ve zekât verirlerse o taktirde onların yolunu serbest bırakın. Muhakkak ki Allah; Gafur’dur, Rahîm’dir.(tövbe 5)

Kur'an'ın en sert ayeti diyebiliriz🙂ayetin baş kısmını okuyup wooow deyip gözbebekleri büyüyen arkadaşlar önce bi sakin olsun.. hadi başlayalım👉


Öncelikle hemen sonraki iki ayete bakalım;
Tevbe Suresi 6-7. ayetler:

6.Eğer Allah'a ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allah'ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir

7.Allah'a ortak koşanların Allah katında ve Resûlü yanında bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız başkadır. Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları sever.

Önceki ayete de bakalım;
Tevbe4:Ancak Allah'a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.


Diğer ayetlere ve özellikle ilk ayete bakınca ortada bir anlaşma olduğu ve müşriklerden bir grup bu anlaşmayı bozması üzerine bir savaş çıkıyor.

Tevbe1:Allah ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere kesin bir uyarıdır.

Ayetlerden anlaşıldığı üzere; müşrikler ve Müslümanlar arasında daha önce bir antlaşma yapılmış. Ve müşriklerden bir kısmının bu antlaşmayı bozması üzerine savaş çıkmış.Ayette sadece antlasmaya uymayıp savaş çıkaranlar ile savasılması gerektiğini ve savaşta yine aşırıya gitmemek  hatta savaştıklarından dolayı karşı taraf pişman olur/vazgeçerse artık onlara karşı gelmememiz gerektiğinden bahsediyor. Ayrıca karşı tarafta birisi pişman olup güvence isterse de onu kabul edin ve yardım edin(Güvenli gördüğü yere kadar götür.) diyor.

Anlayacağınız üzere Kur’an’ın, kimseye karışmayan ve fesat/bozgunculuk çıkarmayan bir kişiye karşı hiçbir ayeti yoktur. İster inansın, ister inanmasın; bozgunculuk/fesat çıkarmayan kişilere hiçbir şey yapılamaz!

Ayrıca bu ayette özellikle "müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün" kısmı üzerinde durmak istiyorum. Gördüğünüz üzere bu ayetler bir savaş döneminden bahseder. Soğuk savaş yada sıcak savaş farketmez. Ve bir savaş ayetini normal günlük ayeti gibi yorumlayamazsınız. Bu yüzden bir savaş ayetinde bu tür sert bir söz yada bakara 191 deki "onları yakaladığınız yerde öldürün" tarzı sözler geçebilir.


Örneğin; İstanbul savaşı sırasında Fatih sultan Mehmet "bütün Bizans askerlerini kılıçtan geçirin" diye bağırarak orduyu cesaretlendirse bu gayet doğal biseydir. Çünkü ortada bir savaş var ve bu bir savaş tabiri. Ama bunu günlük hayatta kullanmayız. Yada  örneğin Mustafa Kemal'in " size yaşamayı değil ölmeyi emrediyorum" şeklinde bir sözü var. Bu söz savaş esnasında söylenmiş bir söz. Bu söze bakıp da kimse kendi kafasına sıkmaz herhalde demi? Bu sözde ne kastediligi açıktır. İşte bu açıdan baktığımızda aslında bu ayetlerin o durum için  gayet normal bir söz olduğu ortadadır. Bu ayete bakıp inançsız komşusunu öldüren bir Müslüman bulamazsın değil mi?

Ayrıca ilgili ayetin devamında onları kuşatın, yakalayın,esir alın veya gözaltında tutun tarzı şeyler de her savaşta görülebilen bir uygulamadır.Hatta ayetin sonunda hiçbir savaşta göremeyeceginiz bir merhamet var. Eğer pişman olup tövbe ederlerse yani artık Müslüman olup namazlarını kılarsalar onları serbest bırakın.Müslümanlar suç işlemiş gözaltında tutulan birini serbest bırakmak zorunda değil ki gayet haklı bir sebeble gözaltında ama pişman olması bile onu kurtarıyor. İste burda da çok açıkça görüyoruz ki cihadın niyeti öldürmek değil yaşatmak ve huzuru sağlamaktır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar