BİLİMİNSANLARININ HEPSİ ATEİST Mİ

BİLİM İNSANLARININ HEPSİ ATEİST Mİ


iddia: madem bir yaratıcı olduğunu iddia ediyorsunuz o zaman bilim adamlarının çoğu neden ateist?

Not: bu blogda ateist yada teist bilimadamlarını karşılaştırmaktan çok tanrı fikrini bilim konusu sanarak felsefik katliam yapan düşüncenin yanlışlığına değinecez.

Öncelikle verilere bakalım bilim adamları ateist mi?

Nature dergisinde yayınlanan, 1000 bilim insanı arasında yapılan araştırmaya göre ateist olan bilim insanlarının sayısı daha fazla çıkmıştır.

Fakat Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi, bu araştırmaların sonuçlarının bilim insanlarının “ateist” olduğu düşüncesinin çıkarılması için yetersiz olduğunu savundukları bir bildiri yayınlamışlardır.

Dolayısıyla bu araştırmaların, yapılanlardan çok daha titiz ve hassaslıkla yapılması gerektiği anlatılmaktadır. Prof. Elaine Howard Ecklund ve Christopher Scheitle’ın, 2198 adet fakültede görev alan bilim insanlarının dini görüşlerine dair yaptığı araştırmaya göre bilim insanlarının çoğu ateist değildir, hatta çoğunluğu teisttir.Bu araştırma oldukça kapsamlıdır ve birçok farklı meslek grubundan birçok bilim insanının görüşleri alınmıştır. Araştırma birçok ülkede gerçekleştirilmiştir, sadece Amerika’da yapılmamıştır. Ve, bilim insanlarının çoğunluğu teist gibi duruyor.

 Anlayacağınız üzere, bu konuda net bir şey söylemek imkansızdır. Zaten, kişilerin ateizmi ne kadar savunabileceği, hangi sebeplerden dolayı ateist olduğu, teizme karşı argüman sunup sunamayacağı gibi birçok karmaşık durum önemlidir. Psikolojik sebeplerle ateist olanların da sayısı fazlaca var.



Dünyadaki bütün bilimadamları, profesörler hakkında araştırma yapmak kolay değil ama nobel ödüllü bilimadamları verilerine bakabiliriz. Sonuçta nobel ödüllü olanlar bu konuda en iyileri!

Şu son yüzyılda nobel ödülü alan bilim adamlarının çoğunun bir yaratıcıya inandığını biliyor muydunuz ? Yaratıcıya inanmayan ve 1900-2000 arası nobel ödülü almış bilim adamı oranı yalnızca 10.5 % tir.

FİZİK;147 nobel fizik ödülü sahibi arasından yalnızca 7 tanesi bir yaratıcıya inanmıyor(du). Oran olarak: 4,7 %

KİMYA;127 nobel kimya ödülü sahibi arasından yalnızca 9 tanesi bir yaratıcıya inanmıyor(du). Oran olarak: 7,0 %

TIP / FİZYOLOJİ;168 nobel tıp/fizyoloji ödülü sahibi arasından yalnızca 15 tanesi bir yaratıcıya inanmıyor(du). Oran olarak: 9,0 %

Ayrıca nonteist dediğimiz ve yaratıcı fikrine sahip olmayan herkes ateisttir sayılmaz! Bu bilimadamları agnostik, ignostik, apateist yada benzeri bir felsefi görüşte de olabilir.

Ayrıca sosyal medyada ateistlerin bu iddialarını güçlendirmek için bazı bilimadamlarını zorla ateist yapma konusu var! Örneğin; Tesla’nın bir dine inanıp inanmadığına dair herhangi açık bir kanıt yoktur! Dine dair herhangi bir ifadesi bulunmamaktadır ama ateistler onu ateist olarak gösteriyor. Ya da Albert Einstein kendi dönemindeki insanların da söylemleri yüzünden “Ben ateist değilim” sözünü söylemek zorunda kalmıştır.


Einstein kendisine agnostik demeyi tercih etmiştir.Albert Einstein, ateizm ve teizm görüşlerini kesinlikle reddetmiştir ama yine aynı şekilde onu ateist olarak tanıtırlar. Charles Robert Darwin de sanıldığının aksine ateist değildir. Kendisi bir agnostiktir.

Darwin, evrim teorisinden dolayı agnostikliği seçmemiştir. Kendi hayat felsefesinden dolayı -Darwin’in biyografisini yazan Desmond ve Moore’a göre psikolojik sebepler de bu konuda rol oynamıştır- agnostik olmayı tercih etmiştir. Hatta teist olduğu dönemde yazdığı Türlerin Kökeni kitabında defalarca Tanrı’nın yaratmasına atıfta bulunmuş ve Tanrı’nın evrim ile yarattığı bu yapıya “Bu yaşam görüşünde ihtişam var” demiştir. Hatta bugün çoğu kişiye göre bilimin bir numaralı adamı olan Newton dindar biriydi!

Dinde zorlama yoktur biz kimseyi zorla Müslüman yapmak çabasında değiliz ama ateizmde galiba zorlama var🙂

 Peki bilimadamların ateist olması neyi değiştirir?

“Bütün bilim insanları ateisttir” görüşünü bir anlığına kabul edelim. Peki, bütün bilim insanları ateist olunca ateizm doğru bir görüş mü oldu? Ya o bilim insanları iyi felsefe yapamıyorlarsa? Hadi felsefe yapabiliyorlar diyelim, ya din felsefesi alanına hakim değil ve teolojik açıdan bilgili değillerse, kişilerin görüşlerini ne kadar önemseyebiliriz ki? Bir görüşü kabul eden topluluğun unvanından veya bir görüşü kabul edenlerin sayısından yola çıkarak o görüşü doğru kabul etmek felsefi olarak mantık hatası içermektedir. Böyle bir şey yapmak "bir bilen safsatasına" sebep olur.Felsefi anlamda hiçbir değeri yoktur.

 Ör; Kanka Celal Şengör gibi büyük bir bilimadamı ateist ise vardır bir bildiği.

Ayrıca bir hataya daha düşüyorlar; Argumentum ad populum: Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu safsatası


Bu mantık yanılgısını Anatole France'ın şu ünlü sözüyle özetlemek mümkündür: “Saçma bir şeyi 50 kişi de söylese, o hâlâ saçma bir şeydir.” Bir argümanın doğruluğu, birçok kişinin ona inanıyor olmasına veya onunla ilgili genel kanıya hiçbir şekilde bağlı değildir; sadece ve sadece o olguya ilişkin gerçeklere bağlıdır. Popüler olana inanma davranışı en başta sürü psikolojisi etkisi  olmak üzere çeşitli sosyal eğilimlere dayanır.

Örneğin;
“Toplumun büyük çoğunluğu sigara içiyor, o halde sigara içmek sağlığa zararlı olamaz.”
Birçok insanın sigara içiyor olması, sigaranın sağlığa zararlı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yada;
Burada hiç müşteri yok, buraya girmeyelim, ya pahalıdır ya yemekleri kötüdür. vb hatalar..

Dikkat ederseniz kendileri gibi düşünen bilimadamları ateistlerin peygamberleri haline gelmiş! Oysa "tanrı fikri" bilimin değil felsefenin konusudur. Tabii ki felsefi argümanlardaki öncüller bilimden beslenebilir ama bilim tek başına hiçbir işe yaramaz bu konuda. Bilim, bilimin yapılabilirliği konusunda da işe yaramaz, bilimin alanı bu değildir çünkü. Bilimi tek gerçek olarak görmek ve metafiziği boş görmek de kendi ayağına sıkmaktır. Çünkü bilimin tek gerçek olduğu görüşü dahi metafiziksel bir görüştür.Ayrıca bugünkü bilim insanları felsefeden çok yoksun. Özellikle birçoğu din felsefesine dair hiçbir şey bilmiyor. Hatta din felsefesi değil, bilim felsefesi alanında bile pek bilgileri yok. Bu nedenle bazı popüler bilim insanları da “Felsefe öldü” diyerek felsefe kitabı yazacak kadar düşmüştür.

Popüler bilim insanı olmak demek veya alanında başarılı bir bilim insanı olmak demek, felsefe konusunda bilgili olmak veya iyi felsefe yapabilmek gibi sonuçları doğurmaz. Einstein da kendi dönemindeki popüler bilim insanlarını eleştiriyordu. Eleştirisinin nedeni, bilim insanlarının düzgün felsefe yapamaması ve bilim alanında başarılı olsalar da felsefe konusunda çelişkiye düşmeleridir. Hatta Einstein şöyle demiştir: “Bugünlerde çoğu bilim insanı -hatta en popülerleri bile- ağacı görebilen fakat ormanı göremeyen kişilere benzer.”Tanrı konusu felsefenin alanıdır. Bu durumda, iyi felsefe yapamayan kişilerin diyeceği şeyler pek de sağlıklı olmayacaktır.


 Kaldı ki iyi bir felsefeci de dogmatik inançlara sahip olabilir. Bu nedenle görüşlerin doğruluğu konusunda kişilere bakılmaz, fikirlere bakılır. Yani, bilim insanlarının ateist olup olmaması hiçbir şeyi değiştirmez. Bu konudaki argümanlarının ne kadar güçlü ve sağlam olduğu bir şeyleri değiştirir.

Kaldı ki, bilim görüşü teolojinin bir ürünüdür.Yani, bilim zaten din adamlarının ortaya çıkarttığı bir görüştür. Çünkü din adamları Tanrı’nın, evreni rasyonel bir mantıkla anlaşılabileceği şekilde yarattığını düşünüyorlardı. Ve bundan yola çıkarak bilimin yapılabilirliğine varıyorlardı. Özellikle yeni ateist bilim insanlarının bilimi temellendirememesi konusuna karşın iyi bir düşünce. Hatta, pek çoğumuzun lisedeki kimya derslerinde tanıştığı Robert Boyle, kendi döneminde ateizm ile mücadele için servetini harcamıştır

Ve bir yer açıp, bilim insanlarını, ilahiyatçıları oraya toplayarak neden ateizmin yanlış olduğu konusunda insanları bilgilendirmelerini planlamıştır.

Hatta Francis Collins isimli bilim adamı, DNA hakkında araştırmalar yapması sonucunda “Laboratuvarda Tanrı’yı hissettim”diyerek bu araştırmalarını açıkladı.

Tarihte zaten ateizm düşüncesinin pek taraftarının olmadığını görebilirsiniz. Ateizm birkaç yüzyıl önce yeni yeni adından söz ettirmiş bir görüştür. Çok eski yıllarda Lucterius, Critias gibi insanlar ateizmi savunmuştur. Daha yakın dönemlerde ise Ludwig Feuerbach, Karl Marx, Friedrich Engels gibi kimseler ateizmi savunuyordu.

 Şunu da belirtmek gerekir ki, saydığımız bu kişiler teizme karşı düzgün bir argüman vermemiştir. Dinin insanları köleleştirdiği gibi görüşlerden yola çıkarak ateist olmuşlardır, ki bu Tanrı’nın olmadığına dair hiçbir kanıt içermiyor.

Kaynaklar:

http://www.safsatakilavuzu.com/safsata%20turleri%20ve%20guncel%20ornekler-3.htm

http://www.evrimagaci.org/makale/415

http://www.telegraph.co.uk/technology/google/8520033/Stephen-Hawking-tells-Google-philosophy-is-dead.html

https://mantiksalteizm.com/bilim-insanlari-ateist-midir/p

http://en.wikipedia.org/wiki/Category:Lists_of_Nobel_laureates_by_religion

Yorumlar

Popüler Yayınlar